Köprüden geçmeye çalışırken 3 metre yükseklikten kanala düşen yavru kediyi,  güvenlik elamanı kurtardı. Çayağzı mevkiinde yer alan Kızılay Kız Öğrenci Evi’nde güvenlik elemanı olarak çalışan Kenan Okur, yurdun hemen önünde bulanan köprüden geçmeye çalışırken 3 metre yüksekliğinden kanala düşen yavru kediyi kurtardı.

Kızılay yurdunuzun etrafını mekân edinen anne ve 2 yavru kediye gönüllü olarak bakmaya başlayan Okur, çöp dökmek için Kız öğrenci evinden derenin üstünde bulunan korkuluksuz köprüden geçerken, ardından gelen yavru kedilerden birisi yaklaşık 3 metre yüksekliğindeki kanala düştü. Hızlı ve sert akan derenin içine düşen yavru kedi, dere içindeki küçük taşlara tutunarak sürüklenmemek için çabaladı. Bunun üzerine Okur, itfaiyeyi aradı. Ancak zaman yoktu. Yavru kedi her an akıntıya kapılabilirdi. Bunun üzerine kendi çabalarıyla bulduğu tahta parçasını kedi yavrusuna uzattı. Yavru kedi bu tahtaya tutundu. Kısa süre sonra itfaiye de geldi. Kenan Okur, yavruyu kurtardığını, gerek kalmadığını belirterek itfaiyeye teşekkür etti.

Okur, “yaratılanı sev yaratandan ötürü” diye çok güzel bir sözümüz var. Kızılay Öğrenci evinin bahçesini mekân tutan bir kedi burada 2 yavru doğurdu. Bu hayvanlara ben sahip çıktım. Su kabı koydum. Yemeklerini verdim. Epey büyüdüler. Oynamaya başladılar. Çöp atmak için dere üstündeki korkuluksuz köprüden geçerken yavru kedilerden birisi düştü. Burada dere ıslahı yeni yapıldı. Korkulukları yapılıyor. Bundan sonra düşmezler.

Hemen 110 itfaiyeyi aradım. Ama diğer yandan zaman da yoktu. Bir tahta parçası buldum. Kısa sürede çıkardım. Havluya sardım. Biraz su yuttu. İtfaiye de kısa sürede geldi ama uzattığım tahtaya tutunan kedi yavrusunu kurtarmayı başardım. Su yutmuştu, üşümüştü, korkmuştu. Hemen havluya sardım. İtfaiye çalışanlarına teşekkür ediyorum. Onların bu duyarlılıkları çok önemlidir. Çıkaramayabilirdim de onlara ihtiyacımız da olabilirdi. Onlar kurtarmış gibi kabul ediyorum.
Şimdi bazıları şunu diyebilir. Yavru kedi aman ne olacak. Çok büyük bir şeymiş gibi haber yapmışlar. Ama öyle değil. Sokak Hayvanları sahipsizdir. Onlara sahip çıkacak olan bizleriz. Bu hayvanlar için yapabileceğimiz çok şey var. Her gün çöpe attığımız o kadar çok yiyecek var ki, bunları versek yeter de artar bile. Her şey sevmekle başlar. Bir kitapta okumuştum. Sevmek ve yardım etmek tıpkı grip gibi bulaşıcıymış. Yeter ki siz bir adım atın. O kadar çok eşlik eden çıkar ki… Ben bu hayvanlara bakınca, besleyince, onların sevgisini görünce çok mutlu oluyorum. Doğayı, hayvanları, yaratılanları sevmeyi çocuklara öğrettiğimizde çok doğru bir başlangıç yapmış oluruz.

Sokak Köpekleri, sokak kedileri insanları sevdiği için insanlar arasında dolaşır. Aç ve açıkta kalmadıkları sürece de kimseye saldırmazlar. Bazı kötü saldırgan köpekler bir yerlerden gelebiliyor. Bunları kolayca tespit edebiliriz. Çünkü insanlara saldıranlar anında hangisi olduğunu görebilirler. Onları yakalamak gerekir. İnsanları, çocukları korkutacak olanları sokaktan almak gerekir. Bunlar için barınak yapılabilir. Rehabilite edilebilir. Kediler için çeşitli yerlere kedi evleri konabilir. Tabii bunları yapabilmek için önce onları sevmek gerek.” dedi.