Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında, geçen hafta kaybettiğimiz Adalet ve Kalkınma Partisinin çok değerli milletvekili Abdulkadir Yüksel’e Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Yine biraz önce Sayın Başkan ifade etti. Bugün çok acılıyız. Hakkâri Yüksekova’da 4 güvenlik görevlimizi şehit verdik. Onunla beraber 4 yaralımız var. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum ve bu PKK terörü artık son bulsun diyorum sözlerimin başında.

Değerli arkadaşlarım, 23 Eylül 2017 tarihinde özellikle Arhavi ilçesinde meydana gelen sel felaketine ilişkin olarak söz almış bulunmaktayım. Ciddi anlamda, 2015 yılından bu tarihe kadar üç yıl arayla, Hopa ilçemizde, Borçka ve Arhavi’de arka arkaya sel felaketleriyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım. Öyle bir felaket yaşıyoruz ki bu felaketlerden dolayı mağdur olan kişilere üç yıldır gidiyoruz, geçmiş olsun ziyaretlerinde bulunuyoruz. Yani bunların bir anlamda sonu yok. Arhavi’nin özellikle yaşamış olduğu bu son felakette bir tek sevindirici yanı var. Can kaybı olmamasıyla alakalı, kendimizle alakalı bir sevindirici yanı var ama onun dışında ciddi anlamda bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Bakın, 2015 yılında Hopa’da yaşamış olduğumuz bu sel felaketinde 11 yurttaşımızı kaybettik. Bu 11 yurttaştan 3 tanesinin henüz cenazesini bulamadık. Bunlara devletin bugüne kadar vermiş olduğu para sadece 25 bin lira. Bu zararlar meydana geldikten sonra her iki ilçede de -özellikle Arhavi’de de bu son felaketten sonra- devlet tarafından, ilgili birimler tarafından hasar tespitiyle alakalı gerekli tespitler yapılıyor ama ne yazık ki bu hasar tespitleriyle alakalı yapılan tespitlerde sadece 2015 yılına yönelik olarak yüzde 20 en azından ödenmiş, yani 10 bin liralık bir zarar varsa 2 bin lirası ödeniyor, 2016 ve 2017 yılında yapılan hasar tespitlerine ilişkin hiçbir ödeme yok değerli arkadaşlarım. Bu nedenle, tarım arazileri zarar gören, iş yerleri zarar gören, konutları zarar gören Artvinli, Arhavili hemşehrilerimiz “Bu zararlar ne zaman ödenecek?” diye Hükûmete soruyorlar ama Hükûmetten bugün burada bir bakan olmadığı için o anlamda yaptığım konuşmanın da bir anlamı olmuyor.

Değerli arkadaşlarım, bakın, ben geçen hafta sel felaketi hemen olur olmaz Arhavi’de bu yöreleri bizzat gezdim. Kireçlik köyünde yaklaşık bir yıldır meydana gelen büyük bir heyelan var değerli arkadaşlarım, inanılmaz büyük bir heyelan ve bu heyelanla alakalı bir yıldır o yer bir anlamda bir şey veriyor, sinyal veriyor, diyor ki: “Ben burada bu heyelan neticesinde büyük zararlar meydana gelecek.” Orada Hikmet Bey diye bir vatandaşımı ziyaret ettim, kan ağlıyor. Bütün devlet birimlerine, ilgili birimlere dilekçelerle başvuruyor, diyor ki: “Bakın, burada yumuşak bir toprak var. Yeni bir yağışla eğer burada bir zarar meydana gelirse burada ne insanları kurtarabiliriz ne vatandaşları kurtarabiliriz ne arazileri.” Kavak köyünde büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. Şu anda orada vatandaşlarımız, yurttaşlarımız o zararlarla uğraşıyorlar değerli arkadaşlarım.

Sayın milletvekilimizin de bu konuda yardımları olmuş, ona da teşekkür ediyorum buradan. Ama onun göndertmiş olduğu il özel idaresine, özellikle Arhavi’ye harcanması gereken 3 milyon TL’lik miktardan 1 milyon lirası gönderilmiş, 2 milyon TL -neden kaynaklanıyor bilmiyoruz, milletvekilimizin bilgisi dışında da var bu- Artvin İl Özel İdaresinde bloke ediliyor. Arhavi Belediyesine afetle alakalı 2015 yılından bugüne kadar gönderilen 5,6 milyon liralık afet yardımı ne yazık ki -bu konuda ciddi anlamda tereddütler var- afet yardımına harcanmıyor, Arhavi Belediyesinin genel bütçesine dâhil ediliyor değerli arkadaşlarım.

Yani bu konuda müneccim olmaya gerek yok. Hükûmetin ciddi anlamda tedbirler alması gerekiyor. Neden tedbirler alması gerekiyor? Biraz önce de ifade ettiğim gibi hasar tespitleriyle alakalı ciddi sorunlar var, insanlar çay tarlalarını, insanlar arazilerini bir anlamda bu sele, felakete veriyorlar. Üç yıldır arka arkaya oluyor değerli arkadaşlarım.

Bakın, ben üç yıldır aynı kişilere gidip geçmiş olsun ziyaretlerinde bulunuyorum. Yani bu bir kader midir Karadenizli için değerli arkadaşlarım? Aynı kişiye gidiyoruz, adam çıldırmış vaziyette. Arhavi’de esnafı ziyaret ediyorum, dükkân dükkân geziyorum, “Bize geçmiş olsuna gelmeyin, bizim sorunumuza çare bulun.” diyor Arhavili.

O anlamda, Hükûmetten Artvinli milletvekilleri olarak talebimiz şudur değerli arkadaşlarım: Bakın, burada ciddi anlamda vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Arhavi’de o yukarıdaki Kavak köyünde o tehlike hâlen devam ediyor. Hükûmet bir an evvel -çünkü vatandaş dilekçeyle kendisine muhatap bulamıyor- bu tedbirleri almalı. Özellikle Hopa ve Arhavi’de, evet, yağış çoktur, Karadeniz’in özellikleri çok yoğundur ama olabilecek tehlikelerde muhtemel can kayıplarının önlenmesi için mutlaka Hükûmetin can alıcı tedbirler alması gerekmektedir değerli arkadaşlarım. Biz o vatandaşların o yurttaşların bir daha kapılarına gidip “Başınız sağ olsun, geçmiş olsun, Allah daha beterinden korusun.” demek istemiyoruz, bilimle akılla Karadeniz’in sorununu çözmek istiyoruz.

Hükûmetin Karadeniz’e gerekli duyarlılığı göstermesini talep ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.