Hanlı
Regülatörü ve HES Projesi’ne İlişkin Ortaya Atılan İddialar Yerinde İnceledi
Hanlı
Projesi’ne İlişkin İddiaların Gerçek Olmadığı Ortaya Çıktı
Artvin’in Şavşat ilçesi Hanlı
Köyü’nün yaklaşık 1 km altında Hanlı-Arpalı Deresi üzerinde Akyurt Enerji
Üretim A.Ş. tarafından gerçekleştirilecek Hanlı Regülatörü ve HES Projesi gerek
Şavşat gerekse de il genelinde bir çok tartışmalara konu edildi. Artvin’de
1999-2002 yılları arasında Valilik yapan Selahattin Akyurt’un endüstri
mühendisi olan çocuğunun şirketin sahibi olması tartışmaları boyutlandırdı. Bazı
çevrelerin projeye karşı çıkma gerekçesi olarak ileri sürdüğü, projenin
yapımından Şavşat ve Ardanuç ilçesinde toplam 28 köyün olumsuz etkileneceği,
bölgenin susuz kalacağı ve gerek sulama, gerekse de içme suyu kaynaklarının yok
olacağı, bölgedeki tarım alanları ile birlikte ormanlık alanlarından yok
edileceği yönündeki iddialar yerel ve ulusal basında konu edildi. Artvin ve
ilçelerinde çevre hassasiyetinin hat safhada olduğunu bilen bir takım çevreler de,
bu bilgilerden yola çıkarak vatandaşların bu hassasiyeti üzerinden eski Vali
Selahattin Akyurt üzerinden projeyi tartışmaya açtılar.
Konu bu derece derin
mevzulara ilerlerken bizler de gazetecilik etik kuralları çerçevesinde Hanlı
Regülatörü ve HES Projesi’ni gerek resmi evraklar üzerinden ve gerekse de bölgede
incelemeler yaparak projeye ilişkin tüm ortaya atılan iddiaların gerçek olup
olmadığını ortaya çıkaran bir haber hazırladık. Ve maalesef haberimizde de
ortaya koyduğumuz üzere Hanlı Regülatörü ve HES Projesi’ne ilişkin iddiaların
tamamının asılsız olduğu, bölge halkının, bölgedeki tarım ve orman alanlarının
olumsuz etkilenmesinden ziyade bizzat bölge halkı, tarım ve orman alanları,
sulama ve içme suyu kaynakları düşünülerek hazırlanan, bir çok kez değişikliğe
gidilerek minimum çevre zararı ile maksimum faydalanma yolu izlenerek belki de
ilimizde ve ülkemizdeki en akılcı ve mantıklı HES Projelerinden birine imza
atılmaya çalışılmış. Tartışmaların önemli bir bölümünün aslında projeye dayalı
değil eski Vali Selahattin Akyurt üzerinden gidilerek bizzat hedef saptırılma
çabası içerisinde olunduğu görülürken, bu haberimiz ile birlikte gerek
kamuoyunda gerekse de basında konuşulan tüm asılsız iddiaların gündemden
kalkacağı inancı ile çok ses getirecek haberimizi yayınlıyoruz. Haberimizde
gündeme atılan tüm iddiaları tek tek belirterek bu iddiaların gerçeği
yansıtmadığını ise her bir başlıkta aktararak kamuoyunun doğru
bilgilendirilmesini sağlamayı amaçlayacağız. İşte Hanlı Regülatörü ve HES
Projesi’ne ilişkin ortaya atılan iddialar ve bu iddiaların gerçek olmadığını
gösteren neden ve belgeler ve de bilgiler:
İddia 1: Hanlı Regülatörü ve HES Projesi 28 Köyü olumsuz etkileyecek. Bu bölgedeki tarım alanları, sulama ve içme su kaynakları yok olacak.
Hanlı
HES’in 28 Köyü Değil Hiçbir Köyü Doğrudan ya da Dolaylı Olarak Etkilemesi Bulunduğu
Kotlar İtibariyle Mümkün Değil
Hanlı Regülatörü ve HES
Projesi, Hanlı ve Kireçli köyleri sınırları içinde kalmaktadır. Hanlı Köy
Merkezi’nin 1 kilometre aşağısından ve 1.440 rakımda Hanlı ve Çamlıca’dan gelen
derelerinin birleştiği bölgede kurulacak regülatör ile hayata geçirilmesi
planlanıyor; santral binası ise 1.190 kotundadır. ÇED raporunda bu noktada
açıklamalar bulunuluyor. Akyurt Enerji Üretim A.Ş aleyhine, Rize İdare
Mahkemesi’ne 2018 yılında açılan davalarda da bilirkişi raporunda da
belirtildiği üzere Hanlı Regülatörü ve HES Projesi’nin Hanlı ve Kireçli
köylerinin hudutlarında kaldığı belirtilmiştir. İddialarda bahsi geçen diğer 28
köy ise gerek mesafe gerekse de su alma noktasında hiçbir şekilde
etkilememektedir. Savaş Köyü ve çevresindeki Dalkırmaz Köyü, Çiftlik Köyü ve
Üzümlü Köyü gibi köyler ise sulama suyunu 2.850 kotlardan yaylalardaki
karagöller bölgesinden yıllardan beridir almaya devam etmektedir. Hanlı HES ile
hiçbir ilgisi yoktur; HES ile ilgisi olabilecek olan yalnızca Arpalı köyüne,
regülatörün kurulduğu bölgeden yaklaşık 200 metre yukarıdan alınan sulama suyu
kanalı şirket tarafından yeni konulan borularla yenilenmiş ve bu köye giden
sulama suyunun da Hanlı Regülatörü ve HES Projesi’nden olumsuz etkilenmesi
mümkün değil.
İddia
2: Hanlı, Kireçli ve
Karaağaç Köylerinde Tarım Alanları Susuz Kalacak
Hanlı
HES Hiçbir Köyün İçerisinden Geçmiyor
Biz gazete olarak bölgeyi
ziyaret ettiğimizde gördük ki, söz konusu HES Projesi’nin etkilenebileceği
toplam köy adeti 3 olur iken bu köylerinden hiçbirinde de direk olarak ne bir
tarım arazisine, ne de bir sulama suyu bölgesine yakınlık bulunmakta. Hanlı
HES, Hanlı Köyü’nden 1 kilometre aşağıda, Kireçli köyünün ise sadece
hudutlarından geçmekte. Ayrıca Hanlı HES’in kullanacağı su, dere yatağının
kenarından toprak altına döşenecek yaklaşık 3 kilometre cebri boruyla
taşındıktan sonra tribüne aktarılarak elektrik enerjisine çevrildikten sonra
yine dere yatağına bırakılacak. Dere yatağına yeniden bırakılan suyun, aktığı
bölgedeki civar köylerini susuz bırakma şansı teknik olarak da mümkün değil.
İddia edildiği üzere HES’in kurulduğu bölgeden aşağıda bulunan köylerin susuz
kalması imkansız olduğu gibi, regülatörün rakım bakımından 1440 rakımda
bulunması sebebiyle bu rakımın üzerindeki hiçbir köyü doğrudan veya dolaylı
etkilemesi de imkansız görünüyor. Ayrıca projenin son revize edilmiş haliyle
Hanlı deresinin kıyısından cebri boruyla gelecek olması nedeniyle, dere
yatağında borunun geçeceği kadar bir alanda yapılacak kazı çalışmasının yanı
sıra herhangi bir kazı çalışmaları yapılmayacak olması da çevrenin olumsuz
etkilenmesinin önüne geçecek. Ayrıca 80’lik cebri boru ile alınacak su miktarı
mevcut dere yatağında ki su miktarının yaklaşık yüzde 30’una tekabül etmekte.
Bu sebeple alınacak suyun bu bölgeleri susuz bırakma şansı bulunmuyor. Kanun
gereği dere yatağına bırakılması gereken can suyu miktarının çok ama çok fazla
miktarından dere yatağına su bırakılacak olması bölgede su sıkıntısı
çekilmemesi anlamına geliyor. Dere yatağının 1440 rakımından alınan su 1190
rakımına indirilirken, Hanlı ve Kireçli köylerinin alt kısımlarında dere
yatağının bulunduğu alandan, kayalık bölgeden geçecek. Bu bölgede de herhangi
bir tarım alanı veya içme suyu alım noktası bulunmadığı için bu köylerin içme
veya sulama suyu açısından da olumsuz etkilenmesi mümkün değil.
İddia
3: Yaylalardaki
karagöllerden su alınacak ve bölgeden içme ve sulama su kaynakları yok olacak.
Karagöl Bölgesinden Su Alınması Teknik Olarak Da Kanunen De Mümkün Değil
Hanlı Regülatörü ve HES
Projesi’ne ilişkin olarak yapılan en önemli eleştirilerden biride Hanlı
Köyü’nden yaklaşık 1400 rakım daha yüksekte ve 13 km. yukarısında bulunan
Karagöllerden su alınacağına dair iddialar gerçeği kesinlikle yansıtmıyor.
Karagöllerin bulunduğu bölge Hanlı ve Kireçli Köylerinden yaklaşık 1300 ile 1400
metre daha yüksek rakımda bulunuyor. Bahsedilen Karagöller bölgesinin rakımı
ise 2850. Regülatörün kurulacağı alan ile Karagöller bölgesinin bulunduğu alan
arasında 1400 metre rakımdan daha fazla bir yükseklik ve 13 km. mesafe
bulunuyor. Hanlı Regülatörü’nün kurulacağı alanın rakımı ise 1440. Teknik
olarak bu bölgedeki karagöllerden Hanlı Regülatörü ve HES için yaklaşık 1300
metre yüksekten su alma imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki, kanunen de içme suyu veya
sulama suyu daha önce alınmış olan su kaynaklarından yani kadim hakların mevcut
olduğu sulardan HES için DSİ Genel Müdürlüğü ile yapılan Su Kullanım Hakkı
Anlaşmasında bahsedilmiş ve bu sulara dokunulmayacağı karar altına alınmış.
Buna dair tüm HES Projelerinde Su Kullanma İzni alınması için yapılan
sözleşmelerde maddeler bulunmakta ve bu sebeple su alınması kanunen mümkün
olmamakta. Aksi takdirde su kullanma hakkının iptaline kadar giden cezai
işlemler uygulanabilmekte. Şirketlerin yaptığı sözleşmelerde devlet gerek duyduğu
noktada içme suyu için sonradan ihtiyaç doğması halinde, gerekli gördüğü
hallerde HES firmalarına tahsis edilen suyu dahi alabileceği konusu DSİ ile
şirketin yaptığı Su Kullanım Hakkı Anlaşmada hüküm altına alınmıştır. Konu içme
suyu olunca DSİ şirkete tahsis edilen suya da müdahale ederek, suyun bir
kısmını veya tamamını da ihtiyaca binaen alma hakkına sahip bulunmakta.
Toparlayacak olursak Karagöller bölgesinden çeşitli köylere yıllardan beri
zaten su alınmaktadır. Hanlı HES projesi bu bölge ile hiç ilgisi olmayan 13 km
aşağıda yapılacak bir projedir. Ardanuç bölgesinde ve Şavşat ilçe hudutlarında
bu bölgeden içme ve sulama suyu alınan köylerin su ihtiyaçlarının kaybolması ya
da zarar görmesi yönündeki iddiaların tamamen asılsız olduğu gazetemiz
tarafından da tespit edilmiştir.
İddia
4: Orman katliamı
yaşanacak. Bölgede çok fazla ağaç kesimi yapılacak.
120
m2 santral binası yeri için 340 metre karelik hazine arazisinde ağaç kesimi
yapılmıştır. Kesilen ağaç miktarı düşük ve hiçbiri orman ağacı değil.
Diğer iddialarda olduğu gibi bu iddiayı da hassasiyetle yerinde inceleyen gazetemiz olarak bu iddianın da gerçeği yansıtmadığı gerçeğini gördük. Bölgede dere yatağı boyunca yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda toprağa gömülü cebri boru geçecek ve geçeceği bölgenin büyük bir bölümü kayalık arazi. Ayrıca bu bölgede ağaç bulunmadığı gibi tarım alanı da yer almamakta. Cebri borunun geçeceği 1440 rakımdan 1190 rakımına kadar olan alanda tarım arazisi de bulunmamakta. Tamamı dere yatağı kenarından geçecek olan cebri boru için yapılacak kazı çalışmalarının da gerek köy tüzel kişi arazileri gerekse de vatandaş arazisini kesinlikle olumsuz etkilemesi mümkün görülmemiştir. Hanlı Regülatörü ve HES Projesi’nin santral binasının yapılacağı yerde ağaç kesimi yapılmış. Bu bölgede doğal orman ağacı bulunmadığı gibi küçük ağaç ve otsu bitkiler bulunmakta. Santral binası için devletten alınan hazine arazisi miktarı 703 metre kare iken bu arazinin sadece 340 metre karesi kullanılacak. Kalan miktar yeşil alan olarak bırakılmış, bu bölgede de doğal orman bitkisi bulunmazken, bölgede kesilen ağaç miktarı da minimum civarda tutulmuş. Hanlı regülatörü ve HES projesi alanında 120 m2'lik santral (HES) binasının yapımı için 340 m2 alanda arazi temizliği ve hafriyat çalışması başlatılmış. Bu husus şirket aleyhine dava açan kişiler tarafından orman katliamı olarak takdim edilmiş. Biz gazete olarak yaptığımız incelemede böyle bir durum ile karşılaşmadık. Bölgede Orman Bölge tarafından izinli olarak özellikle orman zararlısı böceklerin zarar verdiği ağaçların temizlenmesi ve diğer ağaçlara vereceği zararın önüne geçilmesi için köylüye yaptırılan dikili kesim ise bir çok ulusal ve yerel gazetelerde ‘Hanlı HES için ağaç katliamı başladı’ şeklinde haber olarak yaptırıldı. Böylesi bir durum yok iken yapılan bu haberlerin karalama maksatlı yaptırıldığı aşikar görünüyor.
İddia
5: Hanlı-Arpalı Deresi Susuz Kalacak
Hanlı-Arpalı
Deresi’nin Susuz Kalması Mümkün Değil
Hanlı Regülatörü ve HES
Projesi, Hanlı-Arpalı Deresi üzerinde 1440 rakımı ile 1190 rakımları arasında
kurulacak. Proje için toplam alınacak su miktarı sucul yaşam için bırakılması
gereken sudan çok daha fazlasını bırakacak miktarda belirlenmiştir. Bu miktar
toplam suyun sadece yüzde 30’una tekabül ediyor. Derenin tamamen susuz kalma
imkanı bulunmadığı gibi, tüm HES projelerinde yasal olarak buna izin
verilmemekte ve anlık olarak DSİ tarafından akım gözlem istasyonlarından
gelmekte olan su akış verileri takip edilmektedir. 1190 rakımda santralden
çıkacak olan dere suyu yeniden aynı yatağına geriye bırakılacağı için derenin
alt kısımlarında su azalma şansı olmadığı gibi mevcut su aynı şekilde akmaya
devam edecek. Derenin susuz kalması gibi bir durum bizim gazete olarak
tespitimizde de anlaşılmıştır ki gerçeği yansıtmayan bir iddiadır.
İddia
6: ÇED iptal edilecek diye yeni ÇED hazırlandı. Biri iptal olunca diğeri ortaya
konuldu.
Yeni
ÇED için şirket 1.5 yıl önceden çalışma gerçekleştirdi
Bahse konu iddia ile ilgili de şirket yetkilileri ile görüştük. Yaptığımız görüşmede Hanlı regülatörü ve HES projesine ait türbin, jeneratör ve hidrolik vana için 2018 Şubat ayında ÇED Olumlu Kararı ilan edilip askıdan indiği ve aradan 30 günlük yasal dava süresi geçmesine rağmen herhangi bir itiraz olmaması görülünce sipariş edildi ve imalatı tamamlanmış olduğunu; halihazırda bunların fabrikadan sevk edilmeyi beklediğini öğrendik. Şirket aleyhine dava açma süresi geçtikten yaklaşık 1 yıl sonra (Kasım 2018 ve Şubat 2019) ÇED olumlu kararı aleyhine dava açılmış. Şirket bu dava dilekçesinde öne sürülen eleştirileri dikkate alarak yeniden revize fizibilite hazırlatıp DSİ Genel Müdürlüğüne sunmuş ve yapılan inceleme sonucu onaylanan bu yeni proje için yeniden ÇED başvurusunu yaklaşık 1.5 yıl önce yapmış. Gerek çevre gerekse de doğal yaşamı düşünerek projede revize gerçekleştirdi. Davaların açılmasında Mahkemeye verilen dilekçedeki itiraz gerekçelerini inceleyen şirket, daha o zaman DSİ Genel Müdürlüğüne gerekçe raporu vererek yeni bir revize fizibilite hazırladı. Bu yeni revize fizibilite ile itiraz konusu olan proje formülasyonu, gücünü ve yapılanmasını tamamen değiştirdi. Örneğin dava açılan şeklinde iki ayrı HES binası yapılması gerekirken revizyon sonucu bunu tek HES binasına çevirdi; dava açılan şeklinde HES II. kısmı iletim kanalı yatay olarak orman içinden ve Arpalı Köyünün bir mahallesinden geçerek yamaçta yükleme havuzuna ulaşıp yamaçtan cebri boru ile HES binasına inilmesi söz konusu iken, bu tamamen değiştirilip regülatörden itibaren dere yatağına paralel toprak altına döşenecek boru ile doğrudan HES binasına bağlanması şekline dönüştürüldü.
Bu şekildeki yeni Hanlı
regülatörü ve HES projesi için yeniden ÇED başvurusu yapılıp, 2019 ve 2020 yıllarında
tüm kurum görüşleri yeniden toplanmış ve hepsi olumlu olan görüşler ile proje
tanıtım dosyası ve ÇED raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED Genel Müdürlüğü
tarafından kabul edilerek, projenin bu yeni hali için ÇED Gerekli Değildir
kararı verildi. Bu kararın verilmesi ile eski ÇED olumlu Kararına Mahkemenin
verdiği iptal kararının açıklanmasına aynı tarihlere denk gelmesi sadece bir
tesadüf zira yaklaşık 1.5 yıllık bir çalışmanın önceden yaptırılmış olması bu
tesadüfün en büyük ispatıdır. ÇED belgesinin eskinin iptal edilmesi üzerine
yenisi alınması teknik olarak mümkün değil zira bir süreç gerektirmektedir. Bu
konudaki söylemler de yalan ve iftira şeklinde "Vali hukuk tanımıyor"
diye çarpıtarak bazı yerel ve ulusal gazetelerde haber yaptırıldı. Oysaki ÇED
iptalini isteyen de yeniden projeyi revize eden ve 2.projeyi tamamen iptal eden
de şirket. Şirket burada vatandaşı ve bölgedeki doğal yaşamı düşünerek çalışma
yaparken, yapılan aksi haberler sadece hedef saptırmak gayesi ile yapıldığı
görülüyor.
İddia
7: Köylü HES’e karşı çıkıyor. Köylerde İsyan Var!
Köylü
İçme Ve Sulama Suyumuza Dokunmazlarsa Bizce Sorun Yok
Hanlı Regülatörü ve HES
Projesine ilişkin olarak ortaya atılan bir başka iddia ise HES’i etkileyen
köylerde isyan olduğuna dayalı olan iddia. Bu iddiayı da yerinde araştıran
gazetemiz bahse konu olan köylere de gitti. Özellikle Hanlı, Karaağaç ve
Kireçli köylerine giderek burada görüşmelerde bulunurken, köylüleri dinledi.
Köylülerle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ise genel anlamda projeye ilişkin
yeterli bilgi sahibi olunmadığı, bir takım iddiaların gündemde olmasına karşın
projeye soğuk olmadıklarını, projenin içme ve sulama sularına zarar vermemesi
durumunda uygulanabilir ve kendileri için zararlı değil aksine yararlı proje
olabileceğini ifade ettiler.
Çağlar
Gümüş: Su bizim için önemli. Biz HES de yapılsın, sularımıza da dokunulmasın
istiyoruz
Karaağaç Köyü’nden Çağlar Gümüş verdiği röportajda; “Karaağaç köyündenim. Samsun’da ikamet ediyorum ama yazları buradayım. Karaağaç köyü şu anda HES bölgesinde değil ama Hanlı köyünü ilgilendiriyor. Yani o taraflarda sıkıntı olabilir Karagöl boğazından gelen su dere olarak Hanlı köyünden geçip gidiyor. Karaağaç köyü şu anda var olan ama sulama suyu projesini gerçekleştirmek istediğinde bu sene kuraklık da var. Eğer HES sularımıza müdahale ederse köyün yaşamını oldukça etkiler. Köprüden aşağıya akan derenin temiz bir sulama suyu için bir sulama projemiz var. HES de buna müdahale ederse köy yaşamını olumsuz yönde oldukça etkiler. Şimdi ben emekli öğretmenim enerjinin ülke için ne kadar önemli olduğunu biliyorum kalınmanın da enerjiden geçtiğini biliyorum. Bir ülke ne kadar çok kalkınmışsa o kadar elektrik tüketir. Ülkenin kalkınmasını işsizliğin son bulmasını istiyoruz. Ben bu derelerin elektrik olarak değerlendirilmesini isterim ama doğayla uyumlu olması şartıyla çevre halkını da zarara uğratmadan onların yaşamına zarar vermeden burada elektrik üretilmesini ben isterim şahsen” ifadelerini kullandı.
Dilaver
Demirel: HES Bizim Köyümüzden aşağıda. Sularımıza bir müdahalesi olacağını
düşünmüyorum. Sularımıza müdahale olmadıktan sonra HES’ten zarar değil yarar
görebiliriz.
Hanlı Köyü’nden Dilaver
Demirel ise; “ Şavşat’ta esnafım halen devam etmekteyim. Arıcılıkla
uğraşıyorum, sularımız buraya akıyor şırıl şırıl. Neşeli neşeli yaşayıp
gidiyoruz yani. Şu anda HES’le ilişkisi Karagöl’den gelen bir sudur bu.
Karagöl’den ve bizim yaylalardan gelen bu sudur. HES’le ilgili biz köylü olarak
bu suların akmasını istiyoruz kurumasını da istemiyoruz. Bizim köyümüz suya
muhtaç bir köydür. Sulama suyuna, içme suyuna ihtiyacımız var. Yani bu köyün
yararına olan bir şeydir ama şimdiki durumda HES’in kurulacağı yer bizim
köyümüzden 4 kilometre aşağıda. Şu anda bizim köyümüze değirmen suları gelecek,
içme suyunun gelmesi lazım. Bunlar engellenmeyecek artı çayırlarımıza
meralarımıza gelen sularımız var bunlar sulanacak neticede bunların da
kurumasını istemiyoruz. HES kurumlar, devlet ve kişiler tarafından yapılan bir
şeydir yani biz buna karışamayız. HES kurulması konusunda bizim köyümüzden
aşağıya kurulacak HES 4 km aşağıda orada kurulacak. HES’in Hanlı köyü olarak
diyorum başka köy beni alakadar etmez. Etkilenecek olan Verane adlı bir
mahallesi var, etkilenirse orası etkilenir. Onu da oranın halkına soracaksınız.
Şu anda bizim bu bölgeden, çıkış bölgesinden aşağıya gelen HES’in bizim köyü
etkileyecek bir durum olduğunu görmüyorum. Diğer köyler de şu anda içme suyunu
götürmüştür, sulama suyu da almışlar ama biz Hanlı köyü olarak bu arazimizin
suyu geldikçe bizi etkilemez. Şu anda Karagöl’den çıkan ve bizim bölgeyi terk
eden bölge hudutlarımızdan çıkan yerden HES eğer kurulmazsa santral eğer
kurulmazsa köyümüze şu anda bir zararı yok. Çıkış yerinden giden bir su var şu
anda bizim yaylalardan gelen bir suyumuz var bu su kurudu şu anda az bir
miktarda biz o zaman çocuktuk o zaman içme suyu vardı Karagöl’den gelen
sularımız vardı kullanırdık o suyu şimdi de öteki köyler suyu götürünce o su da
kurudu. Eğer HES gelip de bizim bu bölgeye müdahale ederse bizim buradaki
sularımızı da alırsa bizim köyümüz susuz kalır. Böyle bir durumun olacağını düşünmüyorum.
Bence bizim köye zararı yok ama birkaç tane köy zarar görebilir. Karaağaç
bölgesi zarar görmez o aşağıya kalıyor. Kireçli köyü, Susuz köyü, Elmalı köyü,
Arpalı köyü oraya kadar iniyor. Bunun dışında bu bölgede etkilenecek yer yok. HES
yapılmasını da isteriz yani burada yolumuz, köyümüz var toplum olarak yararımız
olsun isteriz. Köyümüzün bazı ihtiyaçları var. Köyümüze yapılsın isteriz yani
darlık çekiyoruz diğer köylerden de bizim köyümüze bir baskı var. Herkes biraz
zavallı düştün mü üzerinize geliyorlar. HES için de yetkililer gelmiş almış
kararlar verilmiş ona da köyün bir diyeceği yok.
Eski
Muhtar Asker Dede: HES Toplantılarına katılmayanlar bugün konuşuyor anlamış
değilim. Bu projenin hiçbir köye bir zararı olmaz.
Hanlı Köyü’nün eski muhtarı
Asker Dede ise önemli bilgiler verdi. HES’in projelendirildiği dönemde köy
muhtarı olduğuna dikkat çeken Asker Dede, HES Projesinin projelendirildiği
dönemlerde projeye karşı çıkmayanların bugün projeye karşı çıkmalarına anlam
veremediğini belirtti. Projeyi yapan firmanın köylere zarar vermeme, içme ve
sulama sularına karşı bir sıkıntı oluşturmama, çevreye ve ormana bir zarar
vermeme adına projede birçok değişiklik yaptığına dikkat çekerek, projenin
bugün ki haliyle hiçbir köye zararının olmayacağını ifade etti. Dede
açıklamalarında; “ Emekli memurum ve bir önceki dönemde muhtardım. HES
tartışmaları benim zamanımda başladı. Benim dönemimde başladı HES projesi. ÇED raporunu
okuduk. O zamanlardan beri var yani bu konuşmalar. 6 yıllık bir süreci
anlatıyorum. Bu toplantılar ÇED raporuyla ilgili yine toplantı yapıldı. O zaman
da 15 kişi falan ancak geldi. İtiraz eden olmadı. Biz de ona göre kararımızı
verdik. Görüştük ettik getirisi nedir götürüsü nedir diye. Baktık ki getirisi
götürüsünden daha fazla bize bir zararı yok bizim dağlardaki mıntıkadan çıkan
bir su var. Bizim sulama ve içme sularına müdahale edilmiyor. Durum böyle yani
zararımızdan çok faydası olacağına inanıyorum. 28 köy burada nerede varmış da
yararlanamayacakmış asla öyle bir şey yok. Burada bilgilendirilen 3-4 tane köy
var. Bu köyleri de, suları da niye yok etsin ki yani yol geçmiyor aynı dereden
akacak yine aynı yerde toplanılacak. Santrale verilecek ben bu söylemlere de
gülüp geçiyorum yani ruhsat çıktığı zaman burada 50-100 tane ağaç kesilir
onlara kimse sesini çıkarmaz ama böyle bir program olunca her kafadan bir ses
çıkıyor. Benim zannımca bu işi pohpohlayan da Ardanuçlular. Ben bunları da
anlamış değilim bunların dernekleri var. Ardanuç tarafı ne yapacak ki zaten
sular bizim götüreceklerini götürmüşler. Yani buraları etkileyeceğini
düşünmüyorum o kanaatte değilim. Yolumuza da yardımcı olurlar. Şu anda suyumuza
da yani böyle işlere yardımcı olurlar, bu yardımları da bekliyoruz. Yolumuz
gördüğünüz gibi kötü berbat asfalt yok yani. Yazın bu HES buraya zarar etmez. ÇED
raporunda da yazar köyün sulama suyuna ihtiyacı varsa zarar vermezler yani
onlar karşılanacak diye yazıyor. Devlet vatandaşına kesinlikle zarar vermez.
Ben yaşanan tartışmaların ne amaçla yapıldığına anlam veremiyorum” şeklinde
konuştu.
HES’e Tepkili Vatandaşın Şartı Sulara Dokunulmaması
Görüştüğümüz vatandaşlardan
Ensar Köse ise HES’e tepkili vatandaşlardan. Köyü’nde HES yapılmasını istemeyen
Ensar Köse’nin Hanlı HES’e ilişkin tek bir şartı var. Oda sularına
dokunulmaması. Ensar Köse, HES yapılsın istemiyor fakat Hanlı Köyü’ne ve diğer
köylere giden sulara dokunulmaması durumunda HES’le ilgili kararlarının olumlu
olabileceğini aksi takdirde ise HES’e karşı çıkacaklarını ifade ediyor. Köye
bir HES kurulacaksa mutlaka köylüye de maddi kaynak aktarılması gerektiğini
belirten Ensar Köse, “ 1956 doğumluyum. Bu köyde doğmuş, bu köyde büyümüş ve
yaşamış biriyim. Ben burada tarımla uğraştım ve benim bu konu ile ilgili
görüşüm olumlu değil. HES’i yapacak kişilere derim ki Artvin’de bir köye gidip
de orada vatandaşın halini bir dinlesinler, sorunlarımızı bizim fikrimizi vs.
Şimdi kime veriyorlar o suya destek vereyim de köye kim destek veriyor. Kimde
para varsa kim zenginse kimin sözü geçiyorsa o şimdi de gelmiş bu köyün
hayatını çalıyorlar. İnsanların hayatını susuzluktan çalıyorlar. HES’le ilgili
düşüncelerim de bir kişinin zenginleşmesi için bizde su yok gelsin bize yardım
etsinler. Tarlalara sulamaya gerçek vatandaşlık istiyorlarsa öyle destek
versinler. Başka sular da var orayı da para havuzu yapacaklar elektrik havuzu
değil bunlar hikâye bunlar kandırmaca HES yapıldığı zaman su gerekli sadece
insanın da değil hayvanın da suya ihtiyacı var. Dolara dolar eklemesinler. Biz
kendi halimizle kendimize yetiyoruz. Kimse bize bulaşmasın. Eğer bu köye
yapılacak bir HES varsa bu halka da pay versinler. Sularımıza kesinlikle
dokunmasınlar. Köyümüze gelen suya dokunmasınlar. Köyümüze gelen ve diğer gelen
sulara dokunmazlar ise o vakit HES’e bir şey demeyiz. Ben karşıyım. Şartım
sularımıza kesinlikle dokunmamaları. Dokunmayacak bir proje ise oturur
konuşuruz” ifadelerini kullandı.
Gelecek Sayıda Devam Edecek.
Yorum Gönder