Kahraman Türk Mehmetçiği
bundan 105 yıl önce 1914'te bu topraklar için kar, kış, ayaz demeden, emre
itaat edip yollara düştü...
Sarıkamış harekâtı tarihe şu
şekilde geçmiştir; Osmanlı Devleti, Almanya ile yapılan anlaşmanın ardından
Birinci Dünya Savaşı’na girmek zorunda kalmıştır. Ancak Balkan Savaşı’ndan yeni
çıkmış olması ve yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı olmadığından
dolayı savaşın ilerleyen dönemlerinde büyük olumsuzluklarla karşı karşıya
kalmıştır.
Osmanlı donanmasına bağlı
Yavuz ve Midilli gemilerinin Sivastopol’u bombardımanının ardından 1 Kasım 1914
günü Rus Ordusu hududu geçerek baskın tarzında taarruza başlamıştır.
Ancak ağır zayiat veren
3’üncü Türk Ordusu, geri çekilen düşmanı takip edememiş; daha elverişli bir
arazide toplanmak, takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemek ve yeni bir Rus
taarruzunu karşılamaya hazır olmak amacıyla 8-10 km kadar geri çekilmiştir.
Avrupa’da savaşın mevzi
harbine dönüşmesi ve Galiçya’da Avusturyalıların Ruslar karşısında zor durumda
kalmaları üzerine Başkomutan Vekili Enver Paşa, müttefiklerin Avrupa’daki
yükünü hafifletmek için” Alman Başkomutanlığının da etkisiyle” Doğu Cephesi’nde
Rusların imhasını hedef alan büyük ölçüde kuşatıcı bir taarruza karar
vermiştir.
Enver Paşa, icra edilecek
bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Doğu Anadolu’da
kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve
müteakiben harekâtın Kafkasya’ya aktarılmasını mümkün görüyordu.
Enver Paşa, bu amaçla 14
Aralık 1914’te İstanbul’dan Köprüköy’e gelmiştir. Taarruzun bahara
bırakılmasını öneren 3’üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa’yı görevinden alarak
3’üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine almıştır.
Bu harekâtı icra edecek
3’üncü Ordu; 9, 10 ,11’inci Kolordular ve 2’nci Süvari Tümeninden oluşuyordu.
Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3’üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk
ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım
bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler.
22 Aralık 1914 - 15 Ocak
1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri’nde Türk Ordusunun
uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla
kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki
Sarıkamış’ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını
öngörüyordu.
Tamamen karlarla kaplı, çok
yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından
yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle
10’uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları’nı aşarken çetin zorluklar ve
kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat
vermiştir.
Nitekim Türk kuvvetlerinin
büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış’a girebilen 300 kişilik
bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık karşısında
Enver Paşa, 10 Ocak 1915’te 3’üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı
Paşa’ya devrederek İstanbul’a dönmüştür.
Bu muharebelerde Rusların
zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000 kadardır. Ruslar; Türklerden 200
subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır.
Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kalmıştır.
Bilahare 3’üncü Türk Ordusu,
taarruzdan önce işgal etmiş olduğu Azap mevziine (Tutak-Narman hattı)
çekilmiştir. Takviye kuvvetler alarak Rus taarruzlarını bu hatta karşılamaya hazırlanmıştır.
Sarıkamış Harekâtı ile
ilgili haberler, ancak sonradan kamuoyu gündemine geldiğinden burada olup
bitenler çok sonraları açıklığa kavuşturulmuştur.
Sarıkamış Kuşatma Harekâtı;
düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak
stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği
için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur.
Sarıkamış, Türk harp
tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar
altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun
kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat
eksikliği ve ikmal yetersizliğidir.
Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder