Başı
rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olan Ramazan ayının hatimesi, bereketi
ve mükâfatı olan bir bayramı daha idrak ediyoruz. Hakka yönelmenin, sabretmenin,
şükretmenin, kötülükten kaçınmanın, iyilik ikliminde geçen bu zamanın bereketi
ve rahmetine her daim muhtacız. Paylaşmanın, yardımlaşarak dayanışmanın,
vererek arınmanın hazzını yaşadığımız bu mübarek günlerin tacı Ramazan
Bayramımız mübarek olsun.
Bayram,
kulluğun hazzına ram olmak, inanç esaslarımızı yaşam tarzına büründürmek, selam
ile tüm duvarları yıkmak, tövbe ile manen yıkanmak, infakla arınmak ve yeni bir
başlangıç yapmaktır. Bayram, inzal olmuş hakikatin mesajına muhatap olmanın
onurunu idrak etmek, varoluş gayesine uygun yaşamanın getirdiği hak edilmiş
sevince ortak olmaktır. Ramazan, rahmetle esirgendiğimiz, her kul için ardına
kadar açılmış mağfiret kapılarıyla yeniden doğduğumuz; Mevla’nın bize sevgisi,
merhameti ve cömertliğinin nişanesidir.
Bayramdan murat; bir ay boyunca sırf O’nun rızasını gözeterek nefsi ve
nefsanî isteklerden uzak durarak sonunda bayramla ruhları onarmak,
olgunlaştırmak, bu yükselişin zaferini kutlamaktır. Bayram, müminler için
sabırla sürdürülen bir dirayet, şükürle kemale erdirilen bir tevhit, paylaşma
duygusuyla yapılan infak, kardeşliği coşkuyla idrak etmektir. Bayram, hayatın
merkezine umudu koymak, şartlar ne olursa olsun hiçbir yeise yenik düşmemek,
bezgin olmamak, sevgiyle yaklaşmak, hayata tutunmak, imanla ümit var olmaktır. Bayram dost olmak, dost kalmak, dostları
hatırlamak, mazlumlara kucak açmak, hoşgörüyü ve kucaklaşmayı hayatın temel,
dayanağı yapmaktır. Bayram, Allah için dayanmanın, yaşama biçimine dönüştüğü,
hanelerin bereket, gönüllerin huzur bulduğu, sosyal yaraların şifasıdır.
Uzun
yıllardır, açlığın, sefaletin, savaşın, işgalin, sömürünün kıskacında kalan
Müslümanların emperyalist saldırılar sebebiyle korkunç kıyım ve yıkıma maruz
kalması, bayramlara kavuşmanın huzuruna ve şükrüne hüzün ve keder eşlik
etmektedir. Bugün hemen yanı başımızda Suriye’de devam eden savaş altında bin
bir bedel ödeyen insanlar, şehit düşenler, öksüz ve yetim kalanlar, yıkılan
şehirler, dağılan aileler, paramparça olan yuvalar var. Doğu Türkistan’da
yerinden yurdundan edilen insanlar, esaret altında işkence gören mazlumlar,
Filistin’de, Arakan’da, kendi ülkesinde parya, vatanında öteki durumuna
düşürülen kimsesizler, kukla yöneticiler elinde sokakta naçar yaşayıp, hapiste
zulme duçar edilen kardeşlerimiz var. Bu mazlumların hikayesi bize hem
sorumluluklarımızı hatırlatmakta hem de ibret vesikası olarak önümüzde
durmaktadır. Mazlum coğrafyalarda ‘bir
ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm’hikayesi bayramı bayram yaptıracak bir
iradeye ihtiyaç duymaktadır. Her şeye rağmen “İman varsa imkân vardır”
hakikatiyle kardeşliği, dayanışmayı, barışı, sevgiyi, kendimizden ailemize,
içimizden dışımıza bayram coşkusuyla yaymak, umudu çoğaltmak, barışı
evrenselleştirmek gerekmektedir. Toplumsal bütünlüğü pekiştirmesi, fertlerin
derin duygularla birbirine kenetlenmesi bakımından bayramlar en önemli ve özel
günlerdir.
Bayram, İslâm
barışının, yaygın iyilik ve kardeşlik duygularıyla hayatı etkilediği sevinç
günleridir. Sevgi, saygı, muhabbet ve dayanışmanın esas olduğu bugünlerde,
dargınlığa, kırgınlığa, öfkeye, husumete yer yoktur. Bu inanmanın, kul olmanın
ruhumuza yayılan, oradan çevremize taşan serinliği, selâmetidir. İyiliğin,
güzelliğin yaşanarak egemen olduğu böyle bir dünyaya, sadece bizim değil, bütün
insanlığın ihtiyacı vardır.
Bugün
her şeye rağmen teslim olmamanın, canlı, diri, uyanık kalmanın, kötülüğe karşı
iyiliğin, küfre karşı inancın, nefrete karşı sevginin, düşmanlığa karşı
dostluğun, sömürüye karşı paylaşmanın ve dayanışmanın, savaşa karşı barışın,
ölüme karşı hayatın, öldürmeye karşı yaşamanın ve yaşatmanın, barbarlığa karşı
medeniyetin caydırıcı, canlandırıcı gücüyle bayramı idrak etmenin vaktidir.
Ülkemizde ve bütün
İslâm coğrafyasında, süreklilik arz etmesi gereken bir dayanışmaya duyulan
ihtiyacın, olmak veya olmamak meselesine dönüştüğü bugünlerde, daha aydınlık
bir gelecek umarak girdiğimiz Ramazan Bayramı’nın aile ve akrabalık
bağlarımızın pekişmesine, komşuluk bağlarımızın güçlenmesine, toplumsal olarak
ilişkilerimizin tahkim edilmesine; İslam âleminde barışa ve huzura vesile
olmasını; coğrafyamızın dört bir yanındaki savaş ve çatışmaları sonlandırma ve
esaret altındaki Müslümanların özgürleşmesi fırsatına dönüşmesini diliyor;
üyelerimizin, eğitim çalışanlarının, milletimizin ve bütün Müslümanların
bayramını tebrik ediyor, tüm insanlığın esenliğine vesile olmasını temenni
ediyoruz. Bayramımız mübarek olsun.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder